11 Mayıs 2011 Çarşamba

ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN KORKU ÇEŞİTLERİ


 
YukleResim.com - Resim Yükleme Servisi
 
 
  Psikolojik Danışman Filiz Çetin, çocuklarda en çok görülen 4 korkuyu ve an-ne-babaların bu korkularla ilgili neler yapmaları gerektiğini şöyle açıklıyor:
Ölüm korkusu
3-6 yaşlar arasında çocukların ölümle ilgili soruları olabilir. Bu dönemlerde çocuğun en korktuğu konu, annesinin ölmesi veya onu terk etmesidir, ölüme geçici bir olay gibi bakar, ölenin geri gelebileceğini veya melek olup yaşayabileceğini düşünür. Bu nedenle kızdığı zaman karşısındakine 'öl' diyebilir. Küçük çocuklara ölümü açıklarken hastalık veya yaşlılıkla bağlamak sakıncalıdır. Sevdikleri hastalandığı zaman veya yaşlı olan yakınları için endişe duymaya başlarlar. Ölümü uzun bir yolculuğa benzetmek de sakıncalı olur. Bir yakını uzun bir yolculuğa çıktığında ya da uzun süre uyuduğunda panik yaşar. "Ölmek nedir?" diye sorduğu zaman, ona herkesin bir gün öleceğini ve yaşamın sonu olduğunu anlatmak gerekir.
Yalnız yatma korkusu
Okulöncesi çağdaki çocuğun korkularından biri de tek başına yatma korkusudur. Yatağına gidip uyumak istemez; ya anne-babasını bekleyip yatar ya da onlarla aynı yatakta yatmak ister. Bunun nedeni küçük yaştan itibaren anne-babanın yanında yatma alışkanlığından kaynaklanabilir, bu yüzden çocuklara ayrılmak zor gelebilir, özellikle evde yeni bir bebek varsa, annenin ilgisini kazanmak için onunla yatmak isteyebilir. Ancak, kimi zaman bunun alışkanlık ya da şımarıklık ile ilgisi bulunmadığı, korkunun gerçek olduğu, çocuğun saatlerce uykuya dalamayışından anlaşılır. Yatağa girme korkuları, ölüm veya uykuya bağlı korkular nedeniyle ortaya çıkabilir. Yatma zamanı çocuk ile anne arasında savaşa dönüşebilir. Eğer anne çocuğu bırakıp giderse, çocuk saatlerce ağlayabilir. Annesi yanında durduğunda ise sessizce yatar. Anne-babanın bu durumda çocuğa rahatlatıcı bazı sorular sorarak korkusunun günlük hayatıyla ilgili olup olmadığını öğrenmeleri yararlı olacaktır. Yatma zamanı için düzenli bir program belirlemek, çocuğun yatak ve uykuya hazırlanması için iyi olacaktır. Çocuğun yatmadan 1 saat önce sakin olması sağlanmalıdır. Kendi yaş ve yeteneğine uygun olarak çocuğa hikaye okunabilir ya da çocuk televizyon seyredebilir. Ancak televizyon programı ya da hikaye heyecan yaratıyorsa ve korkutucu özelliği varsa çocuğa zarar verecektir. Çocuk uyurken sizinle beraber olmak istiyorsa, bunu sizin yatağınızda değil, çocuğun kendi yatağında gerçekleştirin. Bu çocuğun kendi odasına alışmasına ve kendi başına uyumasına; dolayısıyla bağımsızlığını ve bireyselliğini kazanıp olgunlaşmasına yardımcı olacaktır. Yatak korkusu olan çocuk için uyuyana kadar onun yanında durmak, uyumadan önce yanından ayrılmak için acele etmemek gerekir, çünkü bu onu hareketlendirip, daha geç uyumasına neden olacaktır.
Karanlık korkusu
Çocuğun yatma korkusu karanlık ile ilgili de olabilir. Karanlıkta her şey farklıdır ve çocukların kendilerini karanlıkta yalnız hissetmeleri normaldir. Bu durumda yatak odasında güzel bir gece lambası bulundurarak ya da yastığın yanında bir cep feneri yakarak yardımcı olunabilir. Çocuk ışık yandığında hayaletlerin kaybolacağını düşünür. Çocuğun karanlıktan korkusunun azalması için gece yürüyüşe çıkarak normalde gündüz görülmeyen ilginç şeyler gösterilebilir (yıldızlar, ay, gece yaşayan canlılar, vb.), önemli olan çocuğun korkusunu anlamaya çalışmaktır. 'Bundan korkmaya gerek yok' gibi yorumlar konuşmayı daha çok engeller, çünkü çocuk kendini pek anlaşılır hissetmez.
Çocuğun korkusu ciddiye alınınca ve çocuk; canavar, cin ve hayaletlerin hiçbir şey yapamadıklarını ve görünmediklerini anlayınca, korku kendiliğinden ortadan kalkar. Kalkıp ışığı açmak, beraber odaları gezmek, tuvalete gitmek, kabusu anneye ya da babaya anlatmasını sağlamak ve kendisini korkutan şeyin resmini yapması çocuğa iyi gelecektir.
Ayrılık korkusu
Ayrılık yüzünden endişe yaşayan bir çocuk, annesinin duygularına çok duyarlıdır. Eğer annesi de çocuktan her ayrıldığında tereddüt ediyor, suçluluk duyuyor ya da çocuğun odasına endişeyle giriyorsa, çocuk da ondan ayrıldığı için gerçekten de korkulacak bir şey olduğunu düşünecektir. Bununla beraber, bir çocuk hiçbir zaman terk edilmekle korkutulmamalıdır. Bu, çocuğun içindeki terk edilme duygusunu uyandıracaktır. Bu nedenle anne-babalar her konuda olduğu gibi çocukların korkularına da duyarlı yaklaşarak, ileride güvenli bireyler olarak yaşamalarını sağlamalılar. 
alıntıdır

BADEMİN FAYDALARI



 

    Tatlı badem tohumlarında az miktarda protein, demir ve kalsiyumla birlikte yüksek oranda yağ bulunur.
     Acı badem ağız yoluyla alındığında göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici etkisi olmakla birlikte yüksek dozda   alındığında zehirlenme etkisi yaratır.
   Türkiye'de kabukları soyulup taze olarak ya da kavrularak yenilmesinin yanı sıra, pasta, şekerleme ve tatlılarda yaygın olarak kullanılır. Türkiye'de içi bademli nikâh şekerleri yaptırmak ve şık ambalajlar içerisinde davetlilere dağıtmak da, özellikle büyük kentlerde yaygın bir gelenektir.

* Sinirleri güçlendirir.


* Göğüs hastalıklarını,

* Beden ve zihin yorgunluğunu giderir.

* Hamilelerin sütünü artırır ve bebeklerin gelişimine yardımcı olur.


* Böbrek, idrar yolları ve cinsel organlardaki iltihapları iyileştirir.

* Badem yağı ise hazımsızlığa iyi gelir.


* Yumuşatıcı, balgam söktürücü, sakinleştirici özellikleri olan badem de ev eczanemizin vazgeçilmezlerindendir


* Burun Kuruluğunun Tedavisinde Badem Yağı Çocuklarınız veya siz bu rahatsızlıktan kurtulmak için günde iki /üç kere bir/iki damla badem yağını burunlarınıza damlatarak bu problemden kurtulabilirsiniz.

* Badem yağı ayrıca müsil olarak da kullanılır.

* Sık sık dudaklarının çatlamasından rahatsız olanlar da gün içinde bir iki damla badem yağı kullanmalıdırlar.


* %5 su, %9 protein, %54 yağ, %20 karbonhidrat ve %3 oranında külden oluşur. Ayrıca Ca, P, Fe, Na, K, Mg elementleri ve Thiamin, Ribofdavin, Niosin ve A vitamini bulunur.

* Kolestrolü düşürür. Kalp krizi riskini %50 azaltır.,

* Her gün 42 gr badem, fındık yediğimizde kalp hastalığı riski azalmaktadır.


* Kan şekeri düzeyini ayarlar; kansere yakalanma riskini azaltır.


* Cinsel güçsüzlüğe karşı etkilidir.

* Bedenin ve zihnin yorgunluğunu giderir. Böbrek, mesane ve üreme yollarındaki iltihapları yok eder. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir. 
ALINTIDIR

PATLAMIŞ MISIR HASTALIK DÜŞMANI ÇIKTI




Bilim adamları, patlamış mısırda yüksek miktarda antioksidan madde bulunduğunu tespit etti.
Daily Mail gazetesinin haberine göre, ABD'de yapılan araştırmada, patlamış mısırın içinde meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunan "polyphenol" antioksidan maddesine rastlandı. Bu madde kalp hastalıkları, kanser ve diğer hastalıklarla mücadeleye, vücudun direncini artırması açısından yardımcı olmasıyla biliniyor.
Araştırmayı yapan grubun başkanı, Pennsylvania'daki Scranton Üniversitesi'nden kimyager doktor Vinson, patlamış mısırın içinde yüksek seviyelerde polyphenola rastlamalarına çok şaşırdıklarını, bunun nedeninin de büyük olasılıkla bu yiyeceğin işlem görmemiş olmasından kaynaklandığını ifade etti. 

Pozitif Düşünce



Düşüncenin gücü ile istediğimiz şeylere sahip olabiliriz.
Düşünce çok etkili bir güçtür. Eğer kişiler her günkü düşünce kalıplarını kontrol etmek için çaba harcamazlarsa yaşamlarında olumsuz birçok olay yaşayabilirler. Kişiler negatif düşünce stillerini değiştirerek bilinçaltlarına pozitif düşünce tohumlarını ektiklerinde yaşamlarında olumlu yönde çok büyük değişiklikler olmaktadır.
İnsanlar düşünerek inandıkları, imgeledikleri ve olacağına kesin gözüyle baktıkları şeyleri mutlaka yaşarlar. Düşünce yaşamımızı yöneten farkında olmadığımız en önemli unsurdur. Düşünce hızlı ve kolayca değişebilen,hafif ve ince bir enerji biçimidir. Enerjiler, kendilerine benzer nitelik ve titreşime sahip enerjileri çekme eğilimindedirler. Bu nedenle düşünce ve duygular da benzer yapıdaki enerjileri kendilerine çekerler. Sıklıkla ‘Düşündüğüm, korktuğum başıma geldi’ deriz veya az önce düşündüğümüz kişi bizi telefonla arar.
Bir şeyi önce düşünce şeklinde yaratırız. Fikir bir proje gibi zihnimizde programlanıp, yaratılır. Bir düşünceyi alıp onu zihinde tutmak da bir enerjidir ve bu enerji, bu düşünce modelini kendine çekerek, onu maddi düzlemde yaratmaya çalışacaktır. Örneğin her an hasta olacağınızı düşünürseniz mutlaka sonunda hasta olursunuz. Eğer kendinizi beğenir ve güzel olduğunuzu düşünürseniz bir süre sonra gerçekten de güzelleşirsiniz.

Pozitif düşünürken bazı kabullenmeler ve onaylara ihtiyacımız olacak. Peki bunlar neler ? Sıralayalım :
- Kendimi her nasıslsam o şekilde seviyor ve kabul ediyorum.
- Ben güzelim ve en az herkes kadar sevgi hakediyorum.
- Mutluyum ve başarabilirim.
- Yetenekliyim ve paylaşımcyım.
-Tüm çevremle sağlıklı bir uyum içerisindeyim.
- Hayatta bildiğim gibi ve emin adımlarla ilerliyorum.
- Doğru zamanda ve olmam gereken yerdeyim.
- Yaşamla bütünleştim,bolluk ve bereket beni buluyor.
- Tüm düşlerim zamanla gerçekleşiyor.
- Maddi ve manevi bir huzur içerisindeyim.
- Sağlıklıyım.
- Geçmişimi affetmeye hazırım.

Pozitif düşünme sanatını benimseyip hayata geçirmek için öncelikle şükredebilen bir insan olmayı öğrenip, hayatımızı bu doğrultuda yaşamaya çalışmalıyız. Eğer ki şanslarımızın farkında olursak, kendimizi bir anda bu sanatı uygularken ve yüzümüzdeki bir tebessüm ile bulabiliriz. O yüzden hiç bir zaman ümitsizliğe kapanmayıp; elimizdekilerin kıymetini bilmeliyiz. Pozitif düşünmesanatı bunu amaçlar. 
alıntıdır

ÇİÇEKLERİN DİLİ,,,





Beyaz Gül
Kırmızı Gül
Pembe Gül
Sarı Gül
Beyaz Karanfil
Kırmızı Karanfil
Pembe Karanfil
Sarı Karanfil
Anemon
Beyaz Glayör
Kırmızı Glayör
Pembe Glayör
Sarı Glayör
Mor Glayör
Orkide
Sterliçya
Ağlayan Gelin
Nilüfer
Beyaz Lale
Kırmızı Lale
Pembe Lale
Sarı Lale
Margarit
Menekşe
İris
Kamelya
Lilyum
Gerbera
Frezya
Beyaz Krizantem
Kırmızı Krizantem
Sarı Krizantem
Mor Krizantem
Mersedes Gülü
Altın Kadeh
Fulya
Masumluk
Aşk
Gönlüm Sende
Sıcak Sevgi
Temizlik, saflık
Sevgi
İçtenlik
Hüzün
Gençlik
Dostluk
İstek
Zerafet
Kıskançlık
İnanç
Mağrur, gururlu
Sıcak Sevgi
İsyan
Gelecek yenileme
Saflık, temizlik
Seni Seviyorum
Anlayış
Gerginlik
Bolluk, sıhhat
Alçak Gönüllü
Hatıra, Zerafet
Mağrur
Güven
İyimser
Suçsuzluk
Sadakat
Sessiz istek
Karşılıksız Sevgi
Burukluk
Melankoli
Umut
Unutma 

0-6 YAŞ ÇOCUKLARINDA OYUN

       

           
         Grup içerisinde bir çocuk, işbirliği yapmayı, birlikte herhangi bir işi yapmayı- planlamayı, diğer çocukların fikirlerine saygı göstermeyi, yabancılık hissetmeden bir işe başlamayı, iyi ya da kötü bir sonuç alındığında bunu arkadaşları ile paylaşmayı öğrenir. Bir çok el alışkanlıkları okul öncesi eğitim kurumunda kazanılır. Yukarıda saydığımız davranışların kazandırılmasında oyun, çok önemli bir araçtır.

         Oyunun ne gibi yararları vardır :
a) Bedensel olarak duygusal, zihinsel, sosyal hatta cinsel bakımdan da gelişir. Çocuk için oyun, zamanın iyi geçirilmesini sağlayan bir araç değil aynı zamanda gelişimini de sağlayan bir yapıdır.
b) Oyun çocuğa hareket özgürlüğü sağlar.
c) Çocuğun kendisini yönettiği, denetlediği bir hayal dünyasını yaratmasını sağlar.
d) Araştırma, merak, macera veya serüven gibi motivelerin etkisiyle oyun oynamaktadırlar. ( Daha çok erkeklerde )
e) Dil gelişimini hızlandırır.
f)  Çocuk oyun içinde bedensel yapısını denetim altına alır. Bilgi ve dikkat toplama oyun ile gelişir.
g) Yetişkin rollerini oyun sürecinde oynayarak benimser.
h) Öğrenmek için en dinamik, en canlı ortam ve yöntemleri oyun sağlar.
i)  Karar verme akıl yürütme yeteneği oyun ile gelişir.
j)   Özellikle grup oyunları ile kendi beklentilerinden kurtulur.
k)  Oyun içinde ruhsal gerginlikler, sıkıntılar yok olur. Oyunun tedavi edici gücü vardır.
l)  İnsan yaşamının sürekliliği için, oyunun yaşamsal bir önemi ve sürekliliği vardır.
m) Oyun insanı cezalandırır ve mutlu eder.
                   Çocuk Oyunlarının Özellikleri
1.Oyun belirli bir sıra ve evrim izler.
2.Oyun etkinliklerinin sayısızlığı ve çeşitliliği, yaş büyüdükçe azalır.
3. Çocuğun yaşı büyüdükçe, dikkat süresi de uzar. Kendisini daha uzun süre bir işe verebilir.
4.  Çocuk istediği zaman, istediği şekilde, istediği şeyle oynar.
5.  Hiçbir zaman akılcı bir şekilde bir oyuncağa bağlı değildir.
6. Çocuk büyüdükçe beden durgunlaşır. Daha sakin ve zihinsel becerilerle bedeni uyum içinde çalıştıran oyunlara yönelir.

Yaşlara Göre Oynanan Oyunların Türleri


0-2 Yaş :çocuklar bireysel oyun oynarlar ve çevreleri ile farklı etkileşimler kuramazlar. Renkli dikkat çekici oyunlarla oynar.

3 Yaş :Yüksek yerlerde yürümeyi denerler. Takla atma ve tırmanma eylemleri yapabilirler.  Yeni oyunlar yaratırlar ve oynarlar. Daha çok evcilik, doktorculuk, bakkalcılık... gibi oyunlar oynarlar.
4 Yaş :Resim yaparlar, yapılar kurarlar ve kendi yaptıkları şeylere hayranlık duyarlar. Yaptığı şeyi zevkle seyreder. Müzikten, şarkı söylemekten, dans etmekten çok hoşlanırlar. Özellikle ritimli müzikten çok hoşlanırlar ve büyük zevk alırlar. Resimli kitapları çok severler. Hayal gücünü uyaran kitapları tercih ederler.
5 Yaş  : Tek başına ya da bir yetişkinin yanında oynamaktan hoşlanır. Bedensel etkinlikleri arttığı için ip atlama, paten kayma, salıncakta sallanma; el becerisi arttığı için, kesme, yapıştırma, çizim yapma, resim yapma ya da bir resme harfi, sayıyı ekleme, kopya etme, parçalı bilmeceleri birleştirme gibi oyunlar oynarlar.
6 Yaş :  Bu yaş çocuğu oyunu bir iş gibi görmektedir. Boyama, yapıştırma, kesme ve çizim yapmayı sever. 6 yaşındaki çocuk dengeyi sağladığı için bedenini kontrol eder. Top, ip atlama, yüzme gibi oyunları tercih etmektedir. Çocuğun bunları yapması için bazı bedensel oyunlara da izin vermeliyiz. 
Alıntıdır.